Son yılların en popüler gündem maddelerinden biri kripto paralar. Yaklaşık 8-9 yıl önce hayatımıza giren bu yeni para birimleri, bir süre sessiz sedasız geliştirilse de, birkaç yıldır devlet başkanlarından dev yatırım şirketlerine kadar herkesin çok fazla dikkatini çekmiş durumda.
Teknoloji ve internet dünyasının biraz uzağında duran kişiler yani son kullanıcılar için hala büyük bir soru işareti olan kripto para birimleri ve bu konunun önemli detaylarına farklı başlıklar altında değinmeye çalışacağız. Böylece hem herkesin kripto paraları daha rahat anlayabileceği bir seri oluşmuş olacak hem de ilerleyen zamanlarda bu konuya aktif olarak dahil olmak isteyenlerin neler yapması gerektiği konusunu netleştirmiş olacağız zira kripto paralar teknoloji camiasında bile hala niş bir kitleye ulaşıyor.
Kriptoloji Nedir?
Kripto para birimlerinden söz ederken öncelikle “kripto/kriptoloji” nedir bunu açıklığa kavuşturmakta fayda var. Kriptoloji, bir şifreleme bilimidir. Verilerin (yazı, rakam veya herhangi bir mesaj) belirli bir sisteme göre şifrelenmesi, güvenli bir ortam aracılığıyla alıcıya gönderilmesi ve bu şifreleme sisteminin çözülmesi ile verilerin ortaya çıkması süreci olarak da açıklayabiliriz.
Kripto para nedir?
Kripto para, güvenlik açısından kriptoloji bilimini kullanan, dijital ve sanal bir para birimidir ve matematik temelli şifrelenmişlerdir. Banka kartlarımız, sanal kartlarımız veya sanal ortamada yaptığımız her işlemde yıllardır bu paraları kullanıyorduk aslında. Bankaların kasalarından fiziksel olarak paralar çıkmadan, sanal olarak paraları harcıyorduk ve bir bakıma bu paralar da kripto paralardı çünkü sadece sistemlerde rakamsal değişiklikler meydana geliyordu. Yeni nesil kripto paralar da temelde bu mantıkla çalışıyor diyebiliriz. Dünyadaki diğer para birimlerine nazaran bu kadar çok ilgi görmesinin ve sevilmesinin en temel nedeni ise organik bir yapıda olması. Yani herhangi bir hükümet veya merkezi otorite tarafından yönetilemiyor, henüz. Bu da, bu para biriminin daha güvenli olarak anılmasını sağlıyor.
Kripto paralar ilk olarak nasıl ortaya çıktı?
Kullandığımız parasal sistemin temelinin Lidyalılar tarafından ortaya çıkarıldığını tarih kitaplarından biliyoruz. Peki kripto para ilk olarak nasıl ortaya çıktı? İnternet dünyasının muhtemelen en büyük sırlarından biri şu anda bu, ilk kripto para yani bitcoini kim ortaya çıkardı? Bitcoinin kurucusu olarak tüm kaynaklar “Satoshi Nakamoto” ismini işaret ediyor fakat işin ilginç yanı bu ismin kimi veya neyi temsil ettiği bilinmiyor. Yani kripto para birimlerinin atası diyebileceğimiz (toplum tarafından ilk ve en çok benimsenen kriptolu para birimi Bitcoin olduğu için) Bitcoin Sahoshi Nakamoto takma ismini kullanan bir kişi veya grup tarafından geliştirilen, açık kaynak kodlu bir yazılım. Bir çok söylenti dolaşıyor olsa da şu anda net olarak bu ismin karşılığının kim veya kimler olduğu bilinmiyor.
Kripto para nasıl üretiliyor?
Paraların merkezi bir otorite veya hükümete bağlı olmadığını belirtmiştik. Bu paraların üretimi de tıpkı varlıkları gibi tamamen kullanıcı temelli bir modele sahip. İlk olarak bilmemiz gereken şey, her kripto para biriminin belirli bir üretim sınırı vardır. Bitcoini örnek alacak olursak ilk yayınlanan protokollerinde sadece 21 milyon bitcoin bulunabilir maddesi yer alıyor. Yani üretim açısından bir sınırı bulunuyor. Bu nedenle de her geçen gün bu paraya olan rağbet artıyor çünkü bulunması giderek zorlaşıyor ve daha küçük parçalara bölünüyor.
Üretim işlemine tekrar dönecek olursak kripto para üretim işlemi kelimenin tam anlamıyla madencilik (mining) şeklinde oluyor. Yani nasıl altın bulmak için kazılar yapılıyorsa kripto para bulmak için de matematik problemleri, yazılımlar tarafından çözülmeye çalışılıyor. Herkesin çözebilme ve üretebilme hakkı olduğu için de en çok çalışan, daha çok üretiyor diyebiliriz. Evet, siz de gerekli teknolojik sistemlere (temel olarak işlemci gücü ve internet bağlantısı) sahipseniz siz de bu üreticilerden biri olabilirsiniz.
Kripto para güvenli mi?
Kripto para, özellikle merkezi bir otorite ile yönetilemediği için temelinde güvenlidir diyebiliriz. Karşı karşıya oldukları en büyük risk ise fiziksel bilgisayarlarda yer alan madenleriniz yani kripto paralarınız, eğer sanal bir cüzdana aktarılmamışsa bu bilgisayarların çökmesi sonucu kaybolabilmesi. Bir başka tehdit ise hack’lenme. Milyar dolarları aşan işlem hacmi dolayısıyla kripto paralar çok fazla saldırı alabiliyor. Bu saldırılardan siz de zarar görebiliyorsunuz tabi ama bu risk hayatın her alanında karşılaştığımız riskler karşısında pek bir anlam ifade etmiyor bence.
Kripto paraların güvenliğinin temeli ise “blockchain” adı verilen bir teknolojiye dayanıyor.
Blockchain nedir?
Kelime anlamı “blok zinciri” olan blockchain aslında bu anlamı karşılıyor. Teknolojik tanımını “şifrelenmiş işlem takibi sağlayan bir dağıtık veri tabanı” daha önce başlı başına bir yazı olarak paylaşmıştık. En çok bitcoin ile adı duyulan blockchain, aslında “veri” olan her yerde kullanılabilecek bir teknolojidir. Bitcoin’de bloklar kripto para alışverişine dair bilgileri barındırırken bir başka kullanım alanı olarak sağlık sektöründe hastaların en küçük tıbbi bilgilerini taşıyor olabilir. Bu sistem bloklar halinde ve dağıtık olarak kullanıldığı için takibi mümkün olmayacak bir hale geliyor. Sizden çıkan bilgi, karşı tarafa ulaşana ve kodlar eşleşip bu bilgi açığa çıkana kadar kimse tarafından erişilemiyor, yönetilemiyor veya yönlendirilemiyor.
Bitcoinde kullanılan blockchain teknolojisini ele alacak olursak eğer bloklar üzerinde para alışverişi bilgileri taşınıyor ve her bir işlemin doğruluğu, “bitcoin” kazanmak için problem çözen madenci adı verilen kişiler tarafından sağlanıyor. Böylece yapılan işlemin doğruluğu kesinleşmiş oluyor.
Hükümetler kripto paradan neden korkuyor?
REKLAM
Kripto para birimlerinin devletler tarafından tehdit olarak algılanmasının nedeni ise kara para aklama, vergi kaçırma gibi illegal işler için çok rahat kullanılabilmesi. Bu paralar sanal defterlerde tutulduğu için ve bu defterler de bir bakıma bölünmüş şekilde milyonlarca kullanıcının bilgisayarında yer aldığı için merkezi bir otorite tarafından takip edilemezler. Bu da hükümetlerin önünü kapatan bir şey. Yine benzer nedenlerle bankalar ve sivil toplum örgütleri bu konuda hükümetlere baskı uygulamaya da devam ediyor.
Yukarıdaki başlıklarla ilgili eklemek/çıkarmak istediğiniz şeyleri yorum olarak paylaşmayı unutmayın.